Cevat Sağlam



10.3.11

VERDİĞİMİZ SÖZLERE YAPTIĞIMIZ ANLAŞMALARA UYMALIYIZ


VERDİĞİMİZ SÖZLERE YAPTIĞIMIZ ANLAŞMALARA UYMALIYIZ
  Verilen sözü yerine getirmek,yapılan anlaşmaya uymak hem dinî hem de insanî bir görevdir.Cenab-ı Hak,gerek ruhlar âleminde,gerekse peygamberleri vasıtasıyla dünya hayatında,kullarını yüce varlığına inanmaya,kendine kulluk etmeye ve Uluhiyetine karşı verdikleri söz ve ahitlere bağlı kalmaya çağirmıştır.Bu İlâhî çağrıları sebep ve hikmetleriyle beyan eden ayet-i Kerimelerden bazıları meâl olarak şöyledir:
  "Kıyamet gününde,biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından,onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı,onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki:Ben sizin Rabbiniz değil miyim?(Onlar da),Evet(buna)şâhit olduk,dediler","Yahut "Daha önce babalarımız Allah'a ortak koştu,biz de onlardan sonra gelen bir nesildik(onların izinden gittik).Bâtıl işleyenlerin yüzünden bizi helâk  edecek misin?"dememeniz için(böyle yaptık)."(1),"Ey Âdem oğulları!Size şeytana tapmayın,çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır"demedim mi?"(2),"Andolsun ki biz,"Allah'a kulluk edin ve Tağut'tan(İslamdan önce Mekke'de bulunan putlardan biri)sakının diye(emretmeleri için)her ümmete bir peygamber gönderdik..."(3),"...Verdiğimiz sözü yerine getirin.Çünkü verilen söz,sorumluluğu gerektirir."(4)
 Resul-i Ekrem(S.A.V.),hakkında istiğfar dualarının büyüğü buyurduğu duasının bir bölümde,Cenab-ı Hakk'a karşı olan sorumluluk duygusunu,"Allah'ım!Gücüm yettiği kadar,ezelde sana verdiğim ahd ve vadin üzerinde duruyorum"(5)şeklinde dile getirmişlerdir.
   Kur'an-ı Kerim,Allah'a karşı verilen söz ve yapılanahitlere bağlı kalınmasını istediği gibi,mü'minlerin birbirlerine karşı verdikleri sözlere ve yaptıkları anlaşmalara uymalarını da istemektedir.Nitekin,Mü'minun Sûresinde,verilen söz tutmanın ve emânete riayet etmenin,saadete ermiş mü'minlerin vasıflarından olduğunu işaret edilmiştir.Bir hadis-i Şerifte de yalan söylemenin,verilen sözü yerine getirmemenin ve emânete hıyanet etmenin münafıklık alâmetleri olduğu bildirilmiştir.(6)
  Peygamberliğinden önce de,çevresinde doğruluğuyla tanınan ve ismine emin(güvenilir)sıfatı eklenerek,"Muhammedü'l-Emin"diye çağrılan Hz.Peygamberin,verdiği söze bağlılığının bir örneği,sahabî Abdullah bin Ebu'l-Hansa(R.A)dan dinleyelim:
  "Peygamber(S.A.V.)'e henüz peygamberlik gönderilmeden önce,bir şey sattım.Bir miktar borcu kaldı.Kalan borcu almak üzere,bulunduğu yere geleceğimi vadettim,fakat unuttum.Üç gün sonra hatırlayınca,gittim.Bir de ne göreyim!O,yerinde bekliyor.(beni görünce)"Ey delikanlı!bana meşakkat verdin,üç gecedir seni bekliyorum"dedi."(7)
  Allah'a ve mü'minlere karşı verilen söz ve yapılan ahitlere olduğu gibi müşriklerle olan anlaşmalara bağlı kalmak da dinimizin emirlerindendir.Bu konuda Yüce Kitabımızda meâlen:
  "...Antlaşma hükümlerinde size karşı bir eksiklik yapmayan ve aleyhinizde kimseye yardım etmeyen müşriklerle yaptığınız antlaşmaya sonuna kadar riâyet ediniz"(8)buyrulmuştur.
  Verdiği söze uymayanlar hakkındaki şu İlâhî buyruk ne kadar acıdır:
 "Onlar öyle(fasıklar)ki,kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler.Allah'ın,ziyaret edilip hal ve hatırının sorulmasını istediği kimseleri ziyaretten vazgeçerler ve yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar.İşte onlar gerçekten zarara uğrayanlardır."(9),"Allah'a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince,işte bunların ahirette bir payı yoktur.Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak,onlara bakmayack ve onları temize çıkarmayacaktır.Onlar için acı bir azap vardır."(10)
  Sözünde duranlar hakkında ise Kur'an-ı Kerimde meâlen:
 "...Her kim sözünü yerine getirirse ve kötülükten sakınırsa,bilsin ki Allah sakınanları sever"(11)buyrulmuştur.
Bu noktada şu hususu açıklamakta yarar vardır:Bir kimse yerine getirmeyeceği bir vaatte bulunur veya yerine getirmek niyetiyle söz verir de,hiçbir özrü ve engel yok iken sözünden dönerse,günah işlemiş olur.Herhangi bir hususta söz verip de bir engel ve özür sebebiyle verdiği sözü yerine getiremeyen kimse ise,günahkâr olmaz.Çünkü,bu gibi konularda hüküm,niyete göredir.(12)
  Sözün özü;verilen sözü yerine getirmek,Yüce Rabbimizin emridir.Verdiği söz ve yaptığı ahitlere(anlaşmalara)bağlı kalanlar,hem Cenab-ı Hakk'ın hoşnutluğuna hem de insanların sevgisibi kazanarak dünyada da,ahirette de huzurlu ve güvenli olurlar.

______________________________
1-A'raf Sûresi;ayet:172-173
2-Yasin Sûresi;ayet:60-61
3-Nahl Sûresi;36
4-İsra Sûresi;ayet:43
5-Riyazü's-Salihîn Tercemesi,3/390
6-Tecrid-i Sarih Terc.1/45
7-Tac Tercemesi,5/110
8-Tevbe Sûresi;ayet:4
9-Bakara Sûresi;ayet:27
10-Al-i İmran Sûresi;ayet:77
11-Al-i İmran Sûresi;ayet:76
12-250 Hadis,sf:33