Cevat Sağlam



20.3.11

ÇOCUKLARIMIZA MADDETEN VE MANEN GÜÇLÜ OLMANIN ÖNEMİNİ VE YOLLARINI ÖĞRETMELİYİZ


ÇOCUKLARIMIZA MADDETEN VE MANEN GÜÇLÜ OLMANIN ÖNEMİNİ VE YOLLARINI ÖĞRETMELİYİZ
  Önemli görevlerimizden biri de çocuklarımızı çağın eğitim düzeyinde müsbet ilimlerle yetiştirmek,onlara millî ve manevî değerlerimizi öğretmek ve sevdirmektir.Çağımızın hızla gelişen teknoloji dünyası,artık müsbet ilimler alanında verilen eğitimi,geçmişte olduğu gibi bir avuç insana ait bir lüks olmaktan çıkarmış,toplumun bütün fertleri için bir ihtiyaç haline gelmiştir.Bu gün endüstride,tarımda,askerî ve idarî alanlarda başarı sağlamak için mutlaka çağın eğitim düzeyini yakalamak ve toplum olarak bu eğitim imkânından azamî şekilde yararlanmak gerekir. Bir zamanlar İslâm âleminin ve günümüzde de batının sahip olduğu güç ve zenginlik hep müsbet ilimler alanındaki çalışmalarla açıklanabilir.
 Dün  matematik,kimya,mantık,jeoloji,fizik,mimarlık,astronomi,tıp ve coğrafya gibi müsbet ilimlerle dünyaya öncülük yaptığımızı dost ve düşman herkes bilir. Sevgili Peygamberimiz:"İki günü eşit olan kimse aldanmıştır,ziyandadır"(1)meâlindeki hadisleriyle bizlere değil gerilemek,yerinde saymayı bile yasaklamıştır.Yüce Rabbimiz'in Sevgili Peygamberimiz'e ilk vahyi"Oku"diye başlar.Ancak "Oku"kelimesi Allah'ın adıyla birleştirilip "Rabbinin adıyla"Oku"buyrularak öğrenilecek ilmin ve yapılacak her işin Cenab-ı Hakk'ın hoşnutluğuna dayanması gerektiği bildirilmiştir. Deneye dayanan müsbet ilimlerle metafizik alanına giren dinî bilgilerin konuları aynıdır.Ancak Allah'ın hoşnutluğunu hedef almayan bir teknolojinin masum insanların başına zaman zaman getirdiği felaketlerden de anlaşılacağı gibi,sadece müsbet ilimlerle uğraşarak bu alanda başarılı olmak insanlığın huzur ve mutluluğu için yeterli değildir.Kişide başta Allah inancı ve din duygusu olmalıdır.Allah'a inanan ve niçin bu dünyada olduğunun bilincinde olan insan,bilgisini ortada haklı bir sebep olmadan,başkalarının zararına kullanmaktan sakınır.
  Kişilerin müsbet ve dinî ilimler konusunda  olduğu gibi,millî menfaatler konusunda da hassas,bilgili ve duyarlı olmaları gerekir.Zira,ilim öğrenmekten asıl gaye,sadece ferdin değil,toplumun refaha kavuşması ve güçlenmesi olmalıdır.Bunun için bilim adamının kendini tamamen topluma adaması şarttır.Yoksa vatan,millet ve bayrak gibi yüce değerlerden haberi olmayan bir kimsenin ilminden ve buluşlarından,kendine de mensubu olduğu topluma da fayda gelmez.
Sahip oldukları üstün teknoloji,silah ve askerî güce güvenerek bizi tarih sahnesinden silmek için Çanakkale'de üzerimize saldıran düşmanları iman gücü ve vatan sevgisiyle yendik.Savaşta emperyalistleri mağlüp etmek ve onlara haddini bildirmek şüphesiz çok gurur verici ve övünülecek bir iştir.Ancak ondan daha iyisi,"Hazır ol cenge,eğer sulh-u salah ister isen"ilkesinden hareketle her zaman çağdaş teknolojiye,silaha ve yetişmiş insan gücüne sahip olup düşmanların cesaretini kırarak,saldırmalarına fırsat  vermemektir.
   Ülkemizin ve toplumumuzun huzur ve güvenliği için dün maddî ve manevî güç ne kadar önemli idiyse,bu gün de öyledir ve yarın da öyle olacaktır.O halde ecdat yadigârı güzel vatanımızı kendilerine emanet edeceğimiz çocuklarımızı ve gençlerimizi çağın ilim,teknik ve ekonomik  gücünü göz önünde bulundurarak eğitmeli,onlara manen ve maddeten güçlü olmanın önemini ve yollarını öğretmeliyiz.Unutulmamalıdır ki,dünya ve ahiret mutluluğunun yolu ilimden geçer.Kur'an-ı Kerim'de meâlen:
"(Ey Muhammed!)De ki:Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"(2),"Sakın cahillerden olma!"(3)buyrulmuştur.Bilenlerle bilmeyenlerin  bir olması şüphesiz mümkün değildir.Zira,hiçbir kimse yoktur ki,cehaletle dünyada da ahirette de huzur ve güven içinde olsun.
   Yazımızı bir hadis-i Şerif meâliyle sona erdirelim:
"Dünyayı isteyen ilme sarılsın,ahireti isteyen ilme sarılsın,hem dünyayı hem ahireti isteyen ilme sarılsın."(4)
   Her yerde ilim meşalemiz;Allah,Peygamber,vatan ve millet sevgisi şiarımız olsun!

____________________________________
1-El-Makasıdü'l-Hasene:402
2-Zümer Sûresi;ayet:9
3-En'am Sûresi;ayet:35
4-Akseki A.H.  ,İslâm sh:37,2.baskı