Cevat Sağlam



24.2.11

TİCARETİN ÖNEMİ VE TİCARETİN AHLÂKI



TİCARETİN ÖNEMİ VE TİCARETİN AHLÂKI
  Fert,aile ve toplumun huzur ve güvenliğinde ekonominin rolü büyüktür.İktisadî gelişmenin ve kalkınmanın başta gelen vasıtası ise ticarettir.Bu sebepledir ki,dünya milletleri ticarî alanda adeta yarışmakta ve bu uğurda bütün imkânları kullanmaktadırlar.
 İnsanın mutluluğunu hedef alan dinimiz,koyduğu prensiplere uygun olarak yapılacak ticareti övmüş,hukuk ve ahlâk kurallarına ters düşen,tarafların karşılıklı rızasına dayanmayan alışverişi kesinlikle yasaklamıştır.Nitekim Kur'an-ı Kerim'de,mallarımızı aramızda haksızlıkla değil,karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle yememiz ve haram ile nefsimizi mahvetmememiz emredilmiş,(1)bir hadis-i şerifte emniyetli ve doğru tacirlerin Kıyamet gününde Peygamberler,Sıddıklar ve Şehidlerle birlikte diriltileceği haber verilmiştir.(2)Sevgili Peygamberimiz,
  "Korkak tacir mahrumiyet içinde kalır,cesur olan tacir ise rızıklanır"(3)mealindeki hadisleriyle de müminlerin ticarette atılıma teşvik etmiş,Medine'ye hicretlerinde İslâmiyet'i yayma,ilim öğretme gibi en önemli görevler yanında,müstakil bir İslâm pazarı da kurmuştur ki,bütün bunlar O'nun ticaret ve iktisada verdiği önemi sergiler.
  Her işte olduğu gibi ticarette de başarılı olmanın sırrı doğruluktur.Verdiği sözleri ve taahhüdlere bağlı kalmayan bir tacir,işini ve toplumdaki değerini kaybedebileceği gibi,Yüce Rabbimizin,"Ey iman edenler!Akitleri(n gereğini)yerine getiriniz"(4)emirlerine de ters düşmüş olur.
  Kusurlu bir mal özrü gizlenerek satılmamalıdır.Zira,böyle bir satıştan sağlanacak kazanç helâl olmadığı gibi,bunun bereketi de yoktur.Bu hususa değinen hadis-i şeriflerden bazıları meal olarak şöyledir:
  "Bir kimsenin,malındaki özrü açıklamadan onu satması ve bu özrü bilenin de onu açıklamaması helâl değildir."(5)"Alışveriş sırasında tarafların iki seçeneği vardır.Şayet doğru olup da sattıkları şeyin özrünü açıkça beyan ederlerse,satışlarında bereket olur.Yalan söyler ve sattıkları şeyin özrünü gizlerlerse,satışlarının bereketi yok olur."(6)
   Bir gün Sevgili Peygamberimiz,yiyecek maddesi satan birine uğrar,elini çuvala daldırır,altındaki ıslaklığı farkedince "Bu nedir?"diye satıcıya sorar,"yağmurdan"cevabını alınca"Herkesin görmesi için ıslak tarafı üste koyamaz mıydın?"der ve sonra "Bizi aldatan bizden değildir"(7)buyurur.
  Kıyamet günü,bu dünyada işlediklerinin hesabını vereceğine kesinlikle inan bir kimse,ticaret de dahik hiçbir işinde doğruluktan ayrılmaz.Helâlinden kazanma dururken meşru olmayan yollara sapıp,vicdanını,mukaddesatını feda edemez.Hilekârlıkla,düzenbazlıkla,aldatmacayla,noksan ölçü ve tartıyla müşrerisine zulmedenler,bu davranışlarıyla en büyük zulmü kendilerine yaptıklarını bilmelidirler.Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de meal olarak şöyle buyruluyor:
  "İnsanlardan alırkan ölçüp tarttıklarında tam,onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun.","Onlar düşünmezler mi ki,büyük bir güde(hesap vermek için)diriltilecekler!Öyle bir gün ki,insanlar o günde âlemlerin Rabbin,n huzurunda divan duracaklardır."(8),"Allah'a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince,işte bunların ahirette bir payı yoktur.Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak,onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır.Onlar için acı bir azap vardır."(9)
   Ticaret alanında bazı kimselerin başvurduğu kötü yollardan biri de,toplumun ihtiyacı olan malları,olağanüstü durumlardan yararlanarak gizlemek,böylece piyasayı yükselterek,onları aşırı fiyatlarla satmaktır.Dinimiz şahsi çıkar uğruna toplumu yokluk ve sıkıntı içinde bırakan hertürlü istifçilik ve karaborsacılığın karşısındadır.Sevgili Peygamberimiz istifçiler ve karaborsacılar hakkında,
 "Ticaret yapan rızıklanır,ama ihtikâr yapan mel'undur"(10),"İhtikâr yapanlar,adam öldürenlerle beraber diriltileceklerdir"(11)buyurmuşlardır.
 Tacir borçlarını vaktinde ödemeye dikkat etmeli,alacaklarını isterken nezaket kurallarına uymalı ve mümkünse şiddete başvurmamalıdır.Tabii ki bu alacağından vazgeçmesi anlamına gelmez.Böylece ticaret ehline Sevgili Peygamberimiz,
 "Sattığında,satın aldığında ve hakkını aradığında kolaylık gösteren kimseye Allah rahmetini ihsan buyursun"(12)mealinde hayır duada bulunmuşlardır.
  Yabancılarla olan alışverişlerde işlenecek kusur ve hataların,millî ekonomiyi ve itibarı zedeleyeceği gözönünde bulundurularak bu konuda daha da çok hassas davranılması gerekir.
   Konumuzu bir hadis-işerif mealiyle bağlayalım:
"Kazançların en güzelii o tacirlerin kazancıdır ki,onlar konuştuklarında yalan söylemezler,kendilerine bir şey emânet edildiğinde hıyanet etmezler,söz verdiklerinde vaadlerinden caymazlar,satın aldıklarında yermezler,sattıklarında da övmezler,üzerlerinde bulunan hakkı (sahibine ödemeyi)geciktirmezler ve alacakların da zorluk göstermezler."(13)


___________________________________________
1-Nisâ Sûresi;ayet:29
2-Tac Tercemesi,2/361
3-Kenzü'l-Irfan,sf:213(hadis no:907)
4-Maide Sûresi;ayet:1
5-İslâm'da Helâl ve Haram,sf:281
6-Tecrid-i Sarih Tercemesi,6/374
7-Teğrib ve't-Terhib,2/571
8-Mutaffifin Sûresi;ayet:1-6
9-Âl-i İmran Sûresi;ayet:77
10-Tecrid-i Sarih Tercemesi,6/449
11-Terğib ve't-Terhib,3/244
12-Tac Tercemesi,2/362
13-Feyzü'l-Kadir,3/278