Cevat Sağlam



17.2.11

NAMAZIN TANIMI VE ÖNEMİ


NAMAZIN TANIMI VE ÖNEMİ
  Yaratılışımızdaki gaye Allah'a kulluk etmektir.Allah'a kulluk etmenin en mükemmel şekli ise namazdır.Zira namaz, "Müminin miracı" , "dinin direği"sayılan ve insanı günde beş vakit Allah'ın huzuruna çıkma şerefine erdiren yegâne ibadettir.Namazın farziyetini bildiren ayet-i kerimelerden bazıları meal olarak şöyledir:
 "Namazı tam kılın,zekâtı hakkıyla verin,rüknû edenlerle rükû edin."(1),"Namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır."(2)
  Namazın fert ve topluma yararları sayılmayacak kadar çoktur:Namaz,insanı bedenen,ruhen temizliğe yöneltir,maneviyatı,ahlâkı yükseltir,disipline alıştırır,çalışma hızını,zevkini ve gücünü arttırır,kalbi huzura kavuşturur.Cemaatle kılınan namaz,fakir-zengin,cahil-bilgin,memur-amir farkı olmaksızın toplumun her kesimindeki müminleri yanyana getirir;onlara insan olarak Allah katında eşit olduklarını hatırlatır  ve birbirlerine yardımcı olmalarını sağlar,Namazı terketmek dinî hayatı sarsacağı gibi günlük hayatın düzen ve dengesini de bozar.
  Namaz,kul ile Allah arasında manevî bir bağdır.Bu bağın kuvvetlenmesi namaza gösterilen dikkate bağlıdır.Huşu ile kılınan namazın kişiyi kötülüklerden koruyacağı Ankebut Sûresi'inde mealen şöyle belirlenmiştir.
  "(Resûlüm!)Sana vahyedilen Kitab-ı oku ve namaz kıl.Muhakkak ki,namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar.Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin)en büyüğüdür.Allah yaptıklarınızı bilir."(3)
  Sevgili Peygamberimize,arkasında Medineli bir gencin namaz kıldığı,ancak her türlü kötülüğü de işlediği haber verildiğinde,Allah Elçisi'nin:"Onun namazı bir gün kendisini fenalıklardan vazgeçirecektir"buyurduğu ve arkadan çok zaman geçmeden o gencin tevbe edip,iyi bir hal sahibi olduğu rivayet edilmiştir.
  Bir kimse namaz kıldığı halde fena huylardan bir türlü vazgeçemiyorsa,o kimse namazı,itiyat halinde,gaflet içinde ve gösterişe hevesli olarak kılıyor demektir.Allah Elçisi'nin lâubali bir davranışla namaza duran birini,"Dön yeniden namaz kıl,çünkü sen namaz kılmadın"şeklinde ikazları,huşu içinde ve tam bir bağlılıkla kılınmayan namazın makbul sayılmayacağını gösterir.
   Erkân ve usulüne uygun olarak kılınan namaz günah işlemekten koruyacağı gibi,günahların affına da vesîle olacaktır.Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de mealen şöyle işaret edilmiştir:
  "Gündüzün iki ucunda,geceninde ilk saatlerinde namaz kıl.Çünkü iyilikler kötülükleri(günahları)giderir.bu,öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır."(4)Sevgili Peygamberimiz de bu hususta şöyle buyurur:
  "Eğer birinizin kapısı önünde her gün beş defa içinde yıkandığı bir nehir aksa,onun kirinden hiç eser kalır mı?(Dinleyenler)dediler ki,hiç bir şey kalmaz.Bunun üzerine buyurdu ki:İşte beş vakit namaz da böyledir,suyun kiri götürdüğü gibi günahları götürür."(5)
   Günde beş vakit huzuruna durup Yüce Mevlâ'ya hamd eden,O'nu tesbih eden,ibadetin yalnız O'na yapılacağını ve yardımın ancak O'ndan isteneceğini ikrar eden insanın kalbi,Allah sevgisiyle dolar ve her türlü kötülüklerden arınır.Böyle kimseler,başkaları hakkında fenalık düşünmezler,kimsenin namusuna,canına,malına göz dikmezler ve herkesin iyiliğini isterler,Şüphesiz böyle bireylerden oluşan toplumlar,güven ve mutluluk içinde yaşarlar.
   Konuyla ilgili bazı ayet-i kerimeler de şu mealdedir:
"İman edip iyi işler yapan,namaz kılan ve zekât verenler varya,onların mükâfatları Rableri katındadır.Onlara korku yoktur,onlar üzüntü de çekmezler."(6),"Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin.Şüphesiz o (sabır ve namaz),Allah'a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir."(7),"Ailene namazı emret;kendinde ona sabırla devam et.Senden rızık istemiyoruz;(aksine)biz seni rızıklandırıyoruz.Güzel sonuç,takvâ iledir."(8)
   İbn-i Mes'ud (R.A),diyor:
 "Ya Resûlallah,dedimi amellerin hangisi daha üstündür?Vakitlerinde kılınan namaz dedi.Sonra hangisi dedim,ebeveyne iyilik dedi.Sonra hangisi dedim.Allah yolunda cihad dedi..."(9) Başka bir hadis-i şerifte de mealen :
   "Kıyamet gününde kula ilk sorulacak şey namazdır.O iyi olursa,diğer amelleri de iyi olur.O bozulursa diğer amelleri de bozulur"(10)buyrulmuştur.
  Namazda zorluk yoktur.Yolcu olanlar,dört rekâtlı farzların iki rekâtını kılarlar.Vaktinde kılamayanlar daha sonra kaza ederler.Ayakta kılamayanlar oturarak,oturamayanlar yattıkları yerde namazlarını eda edebilirler.Bütün bu kolaylıklara rağmen,namaz ibâdeti kendisine zor gelen kimse,kusuru namazda değil,kendinde aramalıdır.
   Yazımı bir hadis-i şerif mealiyle noktalıyorum:
"Allahu Teâla,farz kıldığı beş vakit namazı,abdestini güzel alıp,rükû ve huşuunu tamamlayarak vaktinde kılan kimseyi bağışlayacağına söz verir.Böyle yapmayana Allah'ın va'di yoktur.İsterse affeder,isterse azab eder."(11)

____________________________
1-Bakara Sûresi;ayet:43
2-Nisa Sûresi;ayet:103
3-Ankebut Sûresi;ayet:45
4-Hüd Sûresi;ayet:114
5-Buharî,mevakit 1/134
6-Bakara Sûresi;ayet:277
7-Bakara Sûresi;ayet:45
8-Tâ-Hâ Sûresi;ayet:132
9-Feyzu'l-kadir,1/164
10-Tirmizi,Salât,188
11-Ebû Davûd,Mısır 1371,1/100