Cevat Sağlam



19.1.11

İSRAF


  İSRAF
   Din,vatan,hürriyet,namus ve onur gibi yüce değerlerimizi koruyabilmemiz,güçlü olmamıza bağlıdır.Bunun için fert ve toplum olarak üretime,tutumluluğa,kaynak ve imkânları değerlendirmeye,gereksiz üretim ve lüks harcamalardan sakınmaya gayret etmeliyiz.
   Çeşitli sebeplerle ihtiyacımız kadar gelir sağlamamız her zman mümkün olmayabilir.Fakat giderlerimizi gelirlerimize göre ayarlamamız,her zaman elimizde ve irademizde olsa gerektir.
   İsraf dediğimiz aşırı harcamalar,ne yazık ki,son zamanlarda gerek aile hayatımızı ve gerekse sosyal bünyemizi kemiren bir hastalık haline gelmiştir.Oysa mal da bedenimiz gibi bize Allah'ın bir emânetidir.Bu emâneti korumak yerinde harcamakla hem dinî bir görevi yerine getirmiş,hem de aile ve millî ekonomimizin güçlenmesine yardım etmiş oluruz.
   Ekonomık güçlenme yolunda dünya milletlerinin birbirleriyle yarıştıkları,kuvvetli ekonomık,endüstriyel ve askerî güce sahip olan ülkelerin söz sahibi oldukları,zayıf olan ülkelerin haklı olsalar da seslerini duyurmakta zorluk çektikleri,haksızlığa bile uğradıkları günümüzde,huzur ve güvenliğimiz için milletçe,tasarrufa ve tutumluluğa gereken önemi vermeliyiz.Kuvvetli olmanın öneminden dolayı Yüce Rabbimiz,Enfâl Sûresinin 60.ıncı ayetinde mealen:
   "Onlara(düşmanlara)karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın,onunla Allah'ın düşmanını,sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz,Allah'ın bildiği (düşman)kimseleri korkutursunuz"(1)buyrularak,yüce değerlerimize yönelecek düşman saldırılarına karşı güçlü olmamız yolunda bizleri uyarmıştır.
   Ne var ki,güçlü olmak hem çalışıp kazanmaya ,hem de kazancı gereksiz harcamamaya bağlıdır.Bu sebepledir ki Kur'an-i Kerim bir taraftan:"Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.Ve çalışması da ileride görülecektir.Sonra ona karşılığı tastamamverilecektir"(2)meâlinde bizi çalışıp kazanmaya çağırmakta,diğer yandan"Ey Âdem oğulları!Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin;yeyin,için,fakat israf etmeyin;Çünkü Allah israf edenleri sevmez."(3)mealinde bize savurganlığı yasaklamaktadır.
  Malı ve parayı gereksiz yerlere harcamak ve harcamalarda ölçüyü aşmak,nasıl doğru değilse,malın ve paranın gerekli yerlere dahi harcanmaması ve aşırı mal sevgisi de o derecede yanlıştır.Nitekim bir ayet-i Celilede meal olarak:
     "Eli sıkı olma;büsbütüneli açık da olma.Sonra kınanır,(kaybettiklerinin)hasretini çeker durursun"(4)buyrulmuştur.
   Fert aile ve toplumun bünyesinde derin yaralar açan savurganlıkların bazılarına kısaca değinmek isterim:
  Son zamanlarda Ülkemizde aşırı bir şekilde ekmek ve yemek israf edildiğine dair medya haberlerine sık sık raslamaktayız.
Yeme içmede aşırı davranmak,özellikle gereğinden fazla ekmek kesip veya yemek hazırlayıp artanları heder etmek israftır.İsraf ise dinimizde haramdır.Nimete saygısızlık etmek,nimetin bereketini kaybetmemize sebep olabilir.Bunların bilincinde olan bir kimse yeme içmede dahil hiçbir hususta kolay kolay savurganlığa yeltenemez.
  İsrafın önlenmesi için,ilgililerce yapılan uyarıların,kitle iletişim araçlarıyla daha da yaygınlaştırarak sürdürülmesi şüphesiz çok yararlı olur.
  Elektrik,doğalgaz,su,benzin,odun ve kömür gibi hayatî önem taşıyan diğer zaruri tüketim maddelerini de,gereğinden fazla harcamamalıyız.Bunların çoğunun yurt içinde büyük emek ve masraflarla ürettiği ,bir kısmının ise,büyük dövizler karşılığında dış ülkelerden alındığı hepimizce bilinmektedir.Bunları lüzumsuz yere harcamak aile bütçemiz için olduğu kadar milli ekonomimiz yönünden de zarardır.
  Zaman israfı,savurganlıkların en korkucudur.Zira,insan sarf ettiği malı veya parayı tekrar kazanabilir.Ama zaman öyle midir?Halk arasında söylenegelen "Vakit nakittir.",Vakit nakit kazandırır  ama nakit vakit kazandırmaz"gibi sözler,zamanın önemini pek güzel vurgulamaktadırlar.
  Öyle ise,içinde bulunduğumuz zamanı en iyi şekilde değerlendirmeliyiz.Şu anda sıkıntısını çektiğimiz bazı şeylerin zamanında yerine getirmeyi ihmâl ettiğimiz vazifelerimizden kaynaklandığını düşünerek,bugünün işini yarına bırakmamalıyız.
   Yazımızı konuyla ilgili iki ayet-i kerime meâlleriyle noktalayalım:
 "Akrabaya,yoksula,yolcuya hakkını ver.Gereksiz yere de saçıp savunma.Zira böylesine saçıp savuranlar şeytanların dostlarıdırlar.Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür."(5)
________________________________
1-Enfâl Sûresi;ayet:60
2-Necm Sûresi;ayet:60
3-A'raf Sûresi;ayet:31
4-İsra Sûresi;ayet:29
5-İsra Sûresi;ayet:26-27