Cevat Sağlam



15.4.11

ZİKRİN TANIMI VE ÖNEMİ


ZİKRİN TANIMI VE ÖNEMİ
Zikir,sözlükte anma,hatırlama,ağza alma,adını söyleme,anlatma,ifade etme,övme gibiçeşitli manalara gelir.Dinde ise,Allah Tealâ'yı anmak,takdis etmek,tesbih etmek,O'na şükretmek,senada bulunmak ve ibâdet etmektir.Zikir lisanla olduğu gibi kalple de olur.Tesbih,hamd-ü sena ve benzerleri dil ile zikirdir.Lisanla zikir kalbin tastikiyle makbul olur.Allah'ın zatına,sıfatlarına ait delillerle emir ve yasakları üzerinde ya da varlıkların sırları hususunda tefekküre dalmak kalple zikirdir.Azhab Sûresinde meâlen:
  "Ey inananlar!Allah'ı çokça zikredin.","Ve  O'nun sabah-akşam tesbih edin.","Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize rahmetini gönderen O'dur.Melekleri de size istiğfar eder.Allah,müminlere karşı çok merhametlidir."(1)buyrulmuştur.A'raf Sûresinde de Yüce Yaratıcı'yı edeb ve saygı içinde anmamız şöyle emredilmiştir:
 "Rabbini gönülden ve korkarak içinden hafif bir sesle sabah-akşam an,gafillerden olma."(2)Bu ayet-i Celile'de zikrin ve zikirle ihlâsın önemi belirtilmekte,bağıra çağıra Allah'ı anmanın cahilâne ve riyakârane bir davranış olduğuna dikkat çekilmektedir.Yoksa ihlâsla ve riya karıştırmadan topluluk içinde yapılan zikir,yalnız yapılan zikirden daha faziletlidir.Nitekim bir kudsî hadiste meâl olarak:
 "Ey Ademoğlu!Sen beni gizlice zikredersen,ben de seni öylece zikrederim.Beni bir topluluk içinde anarsan,ben de seni içinde andığın kimselerden daha hayırlı bir topluluk içinde anarım.(Bu suretle herkesin sevgisine nail olursun)"(3)buyrulmuştur.Bir başka hadis-i Şerifte de:
 "Hiçbir topluluk yoktur ki,bir yere oturarak Allah'ı zikretsinler de kendilerini melekler sarmasın ve rahmet kaplamasın..."(4)buyrularak zikir meclislerinin fazileti belirtilmiştir.
 Takva ,zikir ve fikir sabihi insanlarla bir araya gelip,sohbetlerinden ve nasihatlarından yararlananlar,doğru yoldan ayrılmazlar ve manevî hayatlarını sağlamakta başarılı olurlar.Bu gerçek bir hadis-i Şerifte:
  "Zikir ve fikir sahipleri öyle mümtaz bir zümredir ki,onlarla beraber olanlar kötülük yapmazlar"(5)meâlinde bildirilmiştir.
  Allah'a bağlı olmayan,O'nu zikretmeyen kalpler hiçbir zaman ızdıraptan,gam ve tasadan kurtulamazlar."Kalplerin huzura kavuşması ancak Allah'ı zikirledir."(6)Tekbir,tesbih,tahmid,tehlil,tevhid,tenzih,takdis,dua,niyaz,rukû,secde,sena,istiğfar,selevat,teşehhüd ve selam gibi zikrin her çeşidi ise namazdadır.Nitekim Allahu Tealâ'nın Sevgili Peygamberimiz'e:
 "Bana kulluk et;beni anmak için namaz kıl"(7)meâlindeki yüce buyruğu bunun açık bir delilidir.
 Namaz gibi oruç,zekât,cihad ve diğer ibâdetler de Allah'ın emri olarak O'nun rızası için ifâ edildiklerinden bir nevi zikirdir.Bu hususta İbnü'l Arabi: "Hiçbir salih amel yoktur ki,salih olabilmesi için zikir şart koşulmasın.Zekâtını verirken veya orucunu tutarken Allah'ı zikretmeyenin ameli kâmil olmaz.Bundan dolayı zikir amellerin en faziletlisi olmuştur"diyor.bir hadis-i Şerifte zikrin dünya ve ahirette azâp korkularından kurtaracak en büyük vasıta olduğuna dikkat çekilmekte(8),bir ayet-i Kerimede de düşmanla savaşırken sebat etmenin ve Allah'ı çok anmanın müminleri başarıya ulaştıracağı bildirilmektedir.(9)
 Zikri konu alan şu hadis-i şerifler ne kadar sevindirici ve düşündürücüdür:
 "Bir kimse her namazın arkasında otuz üç defa"Sübhanallah",otuz üç defa "Elhamdulillah",otuz üç defa"Allahü ekber" der ve yüz adedini de"Lâilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh,lehu'l-mülkü ve lehu'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadir"diyerek tamamlarsa,onun günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile,Allah af ve mağrifet eder"(10),"Zikrin en faziletlisi "Lâ ilâhe illallah"tır.Benim benden önceki Peygamberlerin söylediklerinin en faziletlisi "Lâ ilâhe illâllah"tır."Kelime-i Tevhid"ve "İhlâs"budur.Allah'ın "İsm-i Azam"ı da budur."(11),Her şeyin bir şifası vardır.Gönüllerin şifası da Allahu Tealâ'yı zikretmektir."(12),"Rabbini zikredenlerle zikretmeyenlerin  benzeri diri ile ölünün benzeridir."(13)
 Bir kudsî  hadiste de:"Kulum beni zikredip,dudaklarını kıpırdattıkça lütuf ve yardımım onunla beraberdir"(14)buyrulmuştur.
  Sözün özü;Allah'ı zikretmek kalbimizi huzura kavuşturan,dünya ve ahiret saâdetimize vesîle olan dinî bir görevimizdir.(Zikir ve tesbih,öncelikle"Sübhânallah","Elhamdülillâh","Lâ ilâhe illâllah","Allahu Ekber"ve"Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azim"ifadeleriyle yapılır.)
 Zikrin en güzeli ve en makbulü samimi bir kalp ile yapılanıdır.Bütün bu hususları göz önünde bulundurarak yüce Mevlâ'mızı çok anmalı ve bütün emirlerini yerine getirerek hoşnutluğunu kazanmaya çalışmalıyız.
 Yazıma Cenab-ı Hakk'ın şu Yüce buyruğuyla son veriyorum:
 "Allah'ı çok zikredin,umulur ki kurtuluşa erersiniz."(15)




_________________________
1-Ahzab Sûresi;ayet:41-43
2-A'raf Sûresi;ayet:205
3-İlâhî Hadisler,sf:23
4-Buluğu'l-Meram,4/440
5-500 Hadis,sf:304
6-Rad Sûresi;ayet:28
7-Ta-Ha Sûresi;ayet:14
8-Buluğu'l-Meram,4/439
9-Enfal Sûresi;ayet:45
10-Riyazü's-Salihîn Terc. 3/29
11-Buluğu'l-Meram,4/445
12-500 Hadis,sf:214,had.No:336
13-Riyazü's-Salihîn Terc,3/38
14-40 Kudsî Hadis,sf:26
15-Cum'a Sûresi;ayet:10