Cevat Sağlam



15.4.11

YALANDAN SAKINMALIYIZ


YALANDAN SAKINMALIYIZ
   Bir toplumun huzur ve düzeni,o toplumun fertleri arasındaki karşılıklı güven,sevgi ve saygıya bağlıdır.İnsanlar arasında güvensizlik ve kuşku meydana getiren kötü alışkanlıkların başında ise yalancılık gelir.Yalan,suçsuz kimselerin lekelenmesine,haklı kişilerin haksız,haksız kişilerin haklı duruma gelmesine,ocakların sönmesine ve servetlerin yok olmasına sebep olur.Yalancı şahitlik,fertler arasındaki karşılıklı güven,sevgi ve saygı duygularını yok ederek,yerlerini kuşku,kin ve düşmanlığa bırakır.Böylece toplumda huzur,düzen,birlik ve beraberlik ortadan kalkar.Bir ayet-i Kerime'de meâlen:
   "Allah'ın ayetlerine inanmayanlar,ancak yalan uydurur.İşte onlar,yalancıların kendileridir"(1)buyrularak yalan söyleyenlerin olgun mü'min olamayacakları bildirilmiştir.Bu konudaki hadislerden bazıları da meâl olarak şöyledir:
   "Allah'a ve Ahiret gününe inanan kimse,ya hayır söylesin ya da sussun"(2),"Kim,benim için dili ile masumunu muhafaza ederse,Ben de O'na Cennet'i tekeffül ederim."(3)
   Yalan söylemeyi alışkanlık haline getiren ve bundan sıkılmayan bir kimsenin yapmayacağı hiçbir kötülük yoktur.Bu sebepledir ki,yalan,bütün kötülüklerin anası kabul edilmiştir.Bir adam,Resul-i Ekrem'e:"Birçok kötü alışkanlıklarım var,senin dininde haram olan her şeyi yapıyorum.Beni bu kusurlarımla kabul edersen müslüman olayım"der.Bunun üzerine Allah'ın Elçisi:"Yalnız yalanı terk et,seni kabul edeyim"buyurur.Adam buna rıza göstererek müslüman olur.Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra Resul-i Ekrem'in huzuruna gelerek:"Beni öyle bağladınız ki,verdiğim bu söze sâdık kalmak için bütün kötülüklerden vazgeçmek zorunda kaldım"(4)dedi.
   Yalanın küçüğü büyüğü olmaz.Basit ve önemsiz gibi görünse de gerçek olmayan her söz yalandır.Bir gün müslüman bir kadın,Resul-i Ekrem'in huzurunda küçük çocuğuna:"Gel sana bir şey vereceğim"der.Resul-i Ekrem,ne vereceğini kadına sorar.O da"Bir hurma vereceğim"der.Hz.Peygamber(S.A.V),"Şayet,bir şey vermezsen senin için bir yalan yazılırdı."(5)buyurur.
   Yaptığını inkâr etmek,yapmadığıyla yaptım diye övünmek,aslı olmayan sözler uydurmak ve müşteriyi aldatmak yalancılık olduğu gibi,kasıt olmasa bile duyduğu bir haberi doğruluk derecesini araştırmadan ortaya yayamak da dinimizde yalancılık sayılmıştır.Nitekim bir hadis-i Şerif meâlen:
   "Her işittiğini söylemek insana yalan olarak yeter"(6)buyrularak başkaları hakkında söylenen her sözü doğruymuş gibi etrafa yaymaktan sakınılması gerektiğini bildirmiştir.Zira,duyulan bir haber doğru olabileceği gibi yanlış da olabilir.Gerçek dışı sözlerle uğraşmak ise yalancılık olur.Kuran-i Kerim bizi bu konuda:
   "Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme.Çünkü kulak,göz ve gönül,bunların hepsi ondan sorumludur"(7)meâlinde uyarmaktadır.Yine Kur'an-i Kerim'de meâlen:
   "(O kullar),yalan yere şahitlik etmezler,boş sözlerle karşılaştıklarında vakar ile(oradan)geçip  giderler"(8)buyrularak yalancı şahitliğin ve zararlı şeylerle uğraşmanın gerçek mü'minin vasfı olmadığına dikkat çekilmiştir.Unutulmamalıdır ki,birçok yaygın söylentiler bencilliğin,hasedliğin ve çekememezliğin sonucudur.Seciyeli ve vicdanlı kimseler her söylentiye kıymet vermezler ve İslâm'a ters düşen bir davranışta bulunmazlar.
   Yalan yere şahitlik büyük bir günah olduğu gibi,bildiğini gizlemek ve gerektiğinde açıklamamak da aynı şekilde günahtır.Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de meâl olarak:
   "Allah tarafından kendisine(bildirilmiş)bir şahitliği gizleyenden daha zalim kim olabilir?"(9),"Şahitliği,bildiklerinizi gizlemeyin.Kim onu gizlerse,bilsin ki onun kalbi günahkârdır."(10)buyrulmuştur.Sevgili Peygamberimiz de bu konuda meâlen:
   "Çağrıldığı halde bildiğini gizleyen kimse,bilmediğini söyleyen yalancı şahit kadar günahkârdır"(11),Bir kimse bir müslümanın aleyhine yalan yere şehâdet ederse,Cehennemdeki yerine hazırlansın"(12)buyurmuşlardır.
   Dinimiz,haksızlığa uğramış kişiyi korumak,dargınları barıştırmak ve harpte düşmanı yenmek için yalan söylemeye izin verir.Bu üç durum dışında yalanı meşru gösterecek hiçbir sebep yoktur.
   Yazımı bir hadis-i Şerif meâliyle noktalamak istiyorum:
"Doğru sözlülük iyiliğe,iyilik de Cennet'e yol açar.Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîyklar derecesine çıkar.Yalan kötülüğe,kötülük de Cehennem'e götürür.İnsan yalancılık yapa yapa nihayet Allah katında yalancılar defterine yazılır."(13)



____________________________
1-Nahl Sûresi;ayet:105
2-Tac Tercemesi,5/330
3-Tac Tercemesi,5/330
4-Dini Bilgiler Kılavuzu(D.İ.B)yayınları,4.baskı.sf,274-275
5-Terğib et-Terğib ve't-Terhib,4/377
6-Riyazü's-Salihin Tercemesi,3/136
7-İsrâ Sûresi;ayet:36
8-Furkan Sûresi;ayet:72
9-Bakara Sûresi;ayet:140
10-Bakara Sûresi;ayet:283
11-Fethu'l-Kebîr,3/234
12-Et-Terğib ve't-Terhib,3/505
13-Riyazü's-Salihin Tercemesi,3/123