
ŞİRK KAPISINI AÇAN DAVRANIŞLARDAN SAKINMALIYIZ
Allahu Teâlâ'nın varlığına ve birliğine inandıktan sonra,şirkten ve şirk kapısını açan her türlü duygu,düşünce ve davranışlardan sakınarak imanımızı korumaya gayret etmeliyiz.Zira,"Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz;bundan başkasını,(günahları)dilediği kimse için bağışlar..."(1)
Bir kimseyi Allah'ı severcesine sevmek ve övmek şirk olduğu gibi,bir cismi vasıta kılarak Allah'tan yardım istemek de şirktir.
Sevgili Peygamberimiz,mahlûkata karşı(yüce Zatı da dahil)sevgi ve övgüde aşırılıktan sakınılmasını şöyle öğütlenmişlerdir:
"Hristiyanların Meryem'in oğluna yaptıkları gibi,siz de bana karşı övgülerde bulunmayın,mübalâğa etmeyin,ben Allah'ın kuluyum,benim için Allah'ın kulu ve Resulü deyin."(2)
Bu konuda Kur'an-ı Kerimde meâlen şöyle buyrulmuştur:
"İnsanlardan bazıları Allah'tan başkasını Allah'a denk tanrılar edinirler de onları Allah'ı sever gibi severler.İman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise (onlarınkinden)çok daha fazladır..."(3)
Bu ayet-i Celilede Allah bir olup,ortağı bulunmadığına,O'ndan başka ibâdet edilecek kimse olmadığına,sevgi ve övgüde hiçbir kimsenin onunla eş değerde tutulmayacağına işaret edilmiş aksi davranışların Allah'a ortak koşmak olduğu belirtilmiştir.
Konuyla ilgili bir başka ayet-i Kerime de meâl olarak şöyledir:
"Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve "Bunlar,Allah katında bizim şefaatçılarımızdır,"diyorlar.De ki:"Siz Allah'a göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?Hâşâ O,onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir."(4)
Bu ayet-i Kerimeden putlara tapanların,bunları yaratıcı kabul ettiklerinden değil de,Yaratana yaklaştırır diye taptıkları anlaşılmaktadır.Fakat onlar,Allah'la kendi aralarına vasıta koyup onları yardımcı ve şefaatçı kabul ettiklerinden şirke düşerler.Şirke bulaşmanın karşılığı ise,"...onlar artık ateşten çıkamazlar"(5)İlâhi hükmünde tecelli edecektir.
Salih ve ulu bilinen kişileri hidayete ya da günahların affına vasıta kılmak da şirke yol açan hususlardandır.Zira,Allah'tan başka hiçbir kimse günahları affedemez ve buna vesile de olamaz.Kula karşı işlenen günahlar,kulla helâlleşerek ödenir.Allah'a karşı işlenen suçların bağışlanması ise tevbe ve istiğfarla Allah'tan beklenir.Bunun gibi,Allah'tan başka hidayete erdirecek hiçbir kimse de yoktur.Resulullah'ın candan arzu etmesine rağmen amcası Ebu Talib'in iman etmemesi buna açık bir delildir.
Ebu Talip ölüm döşeğindeyken Sevgili Peygamberimiz gelir ve "Ey amca!Lailâhe illallah de!Allah katında senin lehine elimde bir delil olur"buyurur.Orada hazır bulunanlar Ebu Cehil ve bazı müşrikler Ebu Talib'e"yoksa baban Abdulmüttalib'in yolundan yüz mü çevireceksin"derler.Hz.Peygamber yine ısrar eder.Onlar da tekrar aynı şeyi söylerler.Ebu Talib'in son sözleri Abdülmüttalib'in yolunda olduğudur yani Lailâhe illallah demeyi kabul etmez.Resul-i Ekrem ona"Allah beni men etmediği sürece senin bağışlanman için dua edeceğim"diyerek ayrılır.Bunun üzerine Cenab-i Hak:
"(Resülüm!)Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin;bilakis,Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir."(6),"(Kâfir olarak ölüp)cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra akraba dahi olsalar,(Allah'a)ortak koşanlar için af dilemek ne Peygambere yaraşır ne de inananlara"(7)buyurarak habibini amcası için af dilemekten menetmiştir.
Gerçek bu iken,"Falan kimsenin eteğine yapış da kurtuluşa eresin"gibi sözler ne derece geçerlidir?Falan kişinin kurtuluşa erdiği belli değilken,onun aracılığıyla kurtuluşa ermeyi nasıl bekleyebilirsin!İslâmiyette Cennetle müjdelenenler Sevgili Peygamberimiz ve O'nun dışında aşere-i Mübeşşere diye adlandırılan yalnız on kişiden ibârettir.
Dinimizde,Allah'ın haram kıldığına helâl diyene uymak da,şirk sayılmıştır.Hristiyan iken Hatem Tai'nin oğlu Adiyy,bir gün Resulullah'ın huzuruna girmişti.O esnada Allah Elçisi:
"Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını,papazlarını ve Meryem oğlu Mesih'i rableri olarak kabul ettiler.Halbuki onlara ancak tek İlâh'a kulluk etmeleri emrolundu.O'ndan başka tanrı yoktur.O'dan başka tanrı yoktur.O,bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır."(8)meâlindeki ayet-i Kerimeyi okuyordu.Bunu işiten ve Hristiyanlığı yaşamakta olan Adiyy, "Onlar rahiplere tapmazlar"diye itiraz etti.Allah Elçisi"Evet taparlar,rahiplere helâl olanı haram,haram olanı da helâl kıldılar,onlar da buna riayet ettiler,işte bu onlara ibâdet etmektir"(9)buyurdu.
Adiyy(R.A)sonra müslüman olup İslâm'a hizmet etmiştir.
İnsanları şirk bataklığına çeken hastalıklardan biri de riya denilen ikiyüzlülüktür.Bir gün Sevgili Peygamberimiz ashabına:
"Bence sizin için Mesih Deccal'dan daha korkunç olanını haber vereyim mi?"diye sorar.Ashab-ı Kiram"Elbette ey Allah'ın Resulü"dediklerinde Hz.Peygamber "Bu gizli şirktir.Kişi kalkar namaz kılar,kendisine bakan birisini farkedince de namazını itina ile erkâna ile kılmaya koyulur"(10)buyurur.
Şüphesiz riyâkâr da ibâdetini Allah'tan başkasına yapmaz,ancak o,ibâdeti mertebe hissiyle karıştırdığı için böyle bir ibâdet makbul değildir,şirktir.
Ölüleri ziyaret etmek,onlara dua etmek yerinde bir davranıştır.Zira bu insana ölümü hatırlatır ve kendini kontrol etmesini sağlar.Fakat medet umarak ölüyü ziyaret etmek,Allah korusun,insanı şirke götürür.
Allah'a eş ve ortak koşmanın affedilemeyeceği,Peygamberimiz de dahil hiçbir kimsenin,Yüce Mevlâ'nın izni olmadan şefaat edemeyeceği(11)İlâhi dusturuna kulak vermeyip taştan,demirden,ağaçtan yapılmış cisimlerden yardım beklemek,dede,baba,efendi gibi üstünlük sıfatları ile kabirlere prestijlerde bulunmak ne büyük bir gaflettir.
Buraya kadar arzettiğim hususlardan başka,sahip olunan nimeti Allah'tan değil de başkalarından bilmek;bazı yerleri,zamanları,maddeleri ve şahısları uğursuz kabul etmek;fala bakmak,baktırmak,kehanete inanmak,nazarlık asmak,bir işin olması için türbelere mum yakmak,adak adamak,kurban kesmek,türbelerin pencerelerine ve bazı ağaçlara iplik bağlamak,şirinlik muskaları almak,büyü yapmak ve yaptırmak gibi düşünce ve davranışlar da hep insanı şirke sürükleyen zararlı alışkanlıklardır.
Öyle ise,bütün bunlardan son derece sakınmalıyız ki imanımız kemâle ersin ve zedelenmesin.Zira,iman sağlam olmayınca yapacağımız ibâdet ve iyiliklerin Allah katında hiçbir değeri olmaz.
_____________________
1-Nisâ Sûresi;ayet:48
2-Tecrid-i Sarih Terc.9/213 Hadis No:1405
3-Bakara Sûresi;ayet:165
4-Yunus Sûresi;ayet:18
5-Bakara Sûresi;ayet:167
6-Kasas Sûresi;ayet:56
7-Tevbe Sûresi;ayet:113
8-Tevbe Sûresi;ayet:31(Elmalılı Tefsiri C.4,sf:2499-2511)
9-Tirmizi;Müsned
10-Müsned-i Ahmed b.Hanbel
11-Yunus Sûresi;ayet:3