DİNİMİZİN YARDIMLAŞMAYA VERDİĞİ ÖNEM
Yüce dinimiz yardımlaşmaya ve dayanışmaya büyük önem verir.Zira zengin-fakir,bilgin-cahil,amir-memur,patron-işçi,şehirli-köylü gibi toplumun her kesimindeki insanlar,yaratılışları gereği,birbirlerine muhtaçtırlar.Nitekim,her türlü imkânlara sahip olanların da üzüntü veya sevinç duygularını paylaşacak dostlar araması,bu gerçeğin açık bir kanıtıdır.
Sevgi,saygı,yardımlaşma ve dayanışma şuurundan yoksun bireylerden oluşan aile ve toplumlarda düzensizlik,geçimsizlik,hasedlik,kargaşa ve anarşi eksik olmaz.İşte bu sebepledir ki,dinimiz toplumda huzur ve güveni sağlayacak sosyal yardımlaşma ve danışma ilkelerini belirlemiştir.
Kur'an-ı Kerim'de meâlen:
"İyilik yapın ki saâdete erişesiniz."(1),"İyilikte ve fenalıktan sakınmakta yardımlaşın,günah işlemek ve aşırı gitmekte yardımlaşmayın.Allah'tan sakının,Allah'ın cezası şiddetlidir"(2)buyrulmuştur.
Açları doyurmak,çıplakları giyindirmek,yoksulların ihtiyaçlarını karşılamak gibi maddî alandaki yardımlaşma görevlerimiz yanında,aile fertlerini,akrabaları,konu komşuyu ve bütün insanları sevmek,saymak;başkalarına bilmedikleri konularda yardımcı olmak,hastaları ziyaret etmek,kimsenin mal ve namusuna göz dikmemek,iyi niyet ve hoşgörü sahibi olmak gibi manevî alanda da sorumluluklarımız vardır.
İyilik etme ve yardımlaşma konusundaki bir hadislerinde Sevgili Peygamberimiz meâlen şöyle buyurmuşlardır:
"Müslüman müslümanın kardeşidir.Müslüman müslümana zulmetmez;onu haksızlık edenin eline bırakmaz.Bir kimse müslüman kardeşinin ihtiyacını yerine getirirse,Allah da ona yardım eder.Bir kimse bir müslümanın sıkıntısını giderirse,Allah da ona mukabil o kimsenin Kıyamet gününün kederlerinden birini giderir.Bir kimse,din kardeşinin ayıbını örterse,Allah da Kıyamet'te onun ayıbını örter."(3)
Başka bir hadis-i şerifte meâlen:
" Müminler birbirlerini sevmekte,birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücut gibidir.Vücudun herhangi bir uzvu rahatsız olursa,sair azaları da bu yüzden ateş içinde kalır ce uykusuzluğa tutulurlar."(4)buyrulmuştur.
Bu hadis-i Şerifte toplumu oluşturan fertler,bir vücudun organlarına benzetilmiş,vücudun bir organındaki ağrıdan diğer organların etkilendiği gibi,toplumda bazı bireylerin huzursuzluğuyla diğerlerinin de rahatsız olması gerektiği vurgulanmıştır.
Öyleyse varlıklı kimseler darda kalan ve geçim sıkıntısı çeken kimseleri arayıp bularak onlara zekât,fitre,kefaret,sadaka,hibe,hediye ve karşılık beklemeksizin borç verme gibi vasıtalarla yardımcı olmalıdırlar.
Buna karşılık yoksulların da,karşılaştıkları sıkıntıdan dolayı her önlerine çıkana yüz suyu dökmeleri,pek fazla zaruret olmadıkça dilenmekten sakınmaları,hallerine sabr ve şükrederek içinde bulundukları darlıktan kurtulmak için çaba harcamaları gerekir.
Toplumda gücü kuvveti yerinde olmasına ramen çalışmayıp sokaklarda dilenen kimseler olduğu gibi,günlük yiyeceğe bile muhtaç olduğu halde,bu durumdan çevresindekilerin haberi olmayan anasız,babasız,kocasız,kimsesiz ve güçsüz yoksullar da mevcuttur.Kur'an-ı Kerim,böyle yokluk içinde kıvranan kimselere karşı ilgisiz kalmayı şiddetle yasaklamış;Öksüzü itip kakmanın,yoksulu doyurmaya yanaşmamanın inkârcılara mahsus bir davranış olduğunu bildirmiştir.(5)
Sevgili Peygamberimizin,şehâdet ve orta parmağını göstererek"Kendisinin veya bir başkasının yetimine bakıp,onu idare edenle ben Cennet'te şu ikisi gibi bulunacağız"(6)buyurduğu rivayet edilmiştir.Başka bir hadis-i şerifte de meâlen:
"Sizin evlerinizin Allah katında en hayırlısı yetime ikram olunan evdir"(7)buyrulmuştur.
Yardımlarımızı yasak savar kabilinden işe yaramayanlarla değil,hoşumuza giden şeyleri verip,başa kakmadan gayesine uygun olarak gerçekleştirmeliyiz.Aksi hâlde,"Sevdiğiniz şeylerden sarfetmedikçe iyiliğe erişemezsizniz.Her ne sarfederseniz,Allah onu bilir."(8),"Güzel bir söz ve iyilik ,peşinden ezâ gelen,bir sadakadan daha iyidir..."(9)meâlindeki Yüce İlâhî buyruğa muhatap oluruz.
Yardımlaşma ve dayanışma konusunda sunduğum bu ve benzeri ayet-i kerime ve hadis-i şeriflere uygun olarak yaşamakla,Allahu Tealâ'nın rızasını kazanabilmemizin yanında,toplumumuzda düzen,güven,barış ve huzurun tesisine ve devamına da hizmet etmiş oluruz.
Cenab-ı Hak,bahşettiği maddî ve manevî imkânları yüce emirleri doğrultusunda kullanmayı ve rızasına erişmeyi cümlemize nasip kılsın.
________________________________________
1-Hacc Sûresi;ayet:77
2-Maide Sûresi;ayet:2
3-Riyazü's-Salihin Tercemesi 1/284
4-Riyazü's-Salihin Tercemesi 1/271
5-Maun Sûresi;ayet:1-3
6-Ö.N.Bilmen,Hikmet gonceleri 500 Hadis,Hadis No:179
7-Taberani,Seçme Hadisler 4/38
8-Âl-i İmran Sûresi;ayet:92
9-Bakara Sûresi;ayet:263