Cevat Sağlam



4.2.11

GÖREVLERİNİ HAKKIYLA YERİNE GETİRENLERE NE MUTLU


GÖREVLERİNİ HAKKIYLA YERİNE GETİRENLERE NE MUTLU
   Yeme,içme,uyuma,yaşama ve ölme gibi niteliklerle diğer canlılara benzeyen insanoğlu,Allah'ın kendisine bahşetmiş olduğu akıl ve fikir gibi üstün meziyetler sayesinde onlardan ayrılarak birçok sorumluluklar altına girer.Yeryüzünde aklı başında olup da sorumluluk taşımayan hiçbir kimse yoktur.
   Sorumluluk duygusu,kişinin imanı ve Allah'a bağlılığı derecesinde gelişme gösterir.İman etmeden Hattab'ın oğlu Ömer,öz kızını (sırf kız olarak doğduğu için)öldürecek ve Hz.Peygamber'i öldürmeyi üstlenecek kadar başıboşluk içinde yaşıyordu.Fakat iman ettikten sonra Ömer (R.A.),"Dicle kenarındanki  bir çobanın kaybolan koyununu,Allah Teâla'nın benden soracağından korkarım"diyerek,ağlayacak kadar yüksek sorumluluk duygusuna kavuşmuştur.İşte Allah'a ve ahirete imandan kaynaklanan bu yüce duygu,halife,Hz.Ömer'i geceleri yatağında uyutmuyor;Medine sokaklarında halkın hizmetine koşturuyor;aç kimsesizlere sırtında erzak taşıttırıyordu.
  Hakkıyla ifa edilen büyük sorumlulukların karşılığında büyük mükâfatlar vardır.Hadis-i şerifte,Allah Teâla'nın,Kıyamet gününde kendi arşının gölgesinde barındıracağı haber verilen yedi zümreden ilki adil başkandır.(1)
   Cenab-ı Hak,kendini İhlâs Sûresi'nde meal olarak şöyle tanıtıyor:
"De ki:O,Allah birdir.Allah daimdir,mutlak manâda ihtiyaçsızdır,her şey O'na muhtaçtır.O,doğurmamış ve doğmamıştır.Onun hiçbir dengi yoktur."(2)
 Allah Teâla zamandan ve mekândan münezzeh olduğu gibi,akla gelebilecek şekil ve cisimlerden  hiçbirine de benzemez.O ancak sıraftları ile tanınır.
   Allah Teâla vardır,birdir,O'nun evveli ve sonu yoktur.Cenab-ı Hak sonradan olanlara benzemez.Varlığı kendinden olup başkasından değildir.O diridir,her şeyi bilen,işiten ve görendir.Her iş Allah'ı Teâla'nın dilemesiyle olur.Allah Teâla konuşur,herşeyi var eder,var iken yok eder.O'nun her şeye gücü yeter.Allah Teâla'nın ilmi,işitmesi,görmesi ve kelâmı bizlerinkine benzemez.Mahiyetleri de bizlerce bilinemez.
  Yüce Rabbimize karşı görevlerimizden biri de ibâdettir.Bir ayet-i kerimede meal olarak:
"Ben cinleri ve insanları,ancak bana kulluk etsinler diye yarattın "(3)buyrulmuştur.
  İbâdet,Allah'a yönelen saygı davranışlarının tümünü kapsamına alır.Namaz,oruç,zekât ve hac görevlerini yerine getirmek nasıl ibâdetse,bir yoksulu yedirmek,giydirmek,aç kalmış bir hayvana yiyecek ve su vermek,insanlarla iyi geçinmek,çoluk çocuğun rızkını kazanmak için çalışmak da 
kulluk görevlerimizdendir.
  Dünya ve ahiret hayatıyla ilgili bütün yükümlülüklerimizi eksiksiz  yerine getirmemiz gerekir.Yoksa bunlardan bazılarının ifası,bizi diğerlerine karşı sorumluluktan kurtarmaz.Çalışmadan sırf namaz kılmakla yiyecek elde edilemeyeceği gibi,sırf para kazanmak için çalışmakla da,namaz kılma görevi yerine getirilmiş olmaz.Zirâ bu,"Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka birşey yoktur"(4)İlahi düsturunun bir gereğidir
  Allah'a karşı sorumluluklarımız yanında nefsimize yani şahsımıza karşı da yükümlülüklerimiz vardır.Alkol ve esrar gibi zararlı şeylerden sakınmak,bedenimizi temiz tutmak,uykumuzu normal almak ve hasat olunca tedavi görmek bu noktada dikkat edeceğimiz görevlerdendir.Ayrıca irademizi kuvvetlendirmeye,aklımızı,zihnimizi ilim ve irfan nuruyla aydınlatmaya,kalbimizde faydalı yüksek duyguları uyandırmaya gayret etmeliyiz.Bunları yapmamak "Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın"(5)mealindeki Yüce İlâhî buyruğa ters bir davranış olur.
  Önemli görevlerimizden biri de ana ve babaya iyi davranmaktır.Bizi dünyaya getirip birçok sıkıntılara katlanarak sevgi ve şefkatle büyüten annemizle,ihtiyacımızı temin için gece gündüz demeden koşan babamıza karşı nasıl davranmamız gerektiğini bir ayet-i kerimede meal olarak şöyle belirlenmiştir:
  "Rabbin,sadece kendisine kulluk etmenizi,ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti.Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa,kendilerine "öf!" bile deme;onları azarlama;ikisine de güzel söz söyle.Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve:"Rabbim!Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse,şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!"de.(6)
  Ana babaya iyilik etme konusundaki bazı hadislerinde mealleri de şöyledir:
"Allah Teâla her günahtan istediğini Kıyamet gününe bırakır.Ancak,ana ve babaya asi olmanın cezasını dünyada iken vermekte acele eder,bunun cezasını dünyada iken de gösterir.(7),"Hiçbir çocuk babasının hakkını yerli yerinde ödeyemez.Babası  başkasının kölesi olsa da oğlu onu satın alarak azâd etmiş olsa bile."(8),"Cennet anaların ayakları altındadır."(9)
   Ana ve babanın çocukları üzerinde hakları olduğu gibi,çocukların da ebeveyni üzerinde bazı hakları vardır:
 "Ey insanlar!Kendinizi ve ailenizi,yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun"(10)mealindeki ayet-i kerime ile "Hepiniz çobansınız ve elinizin altındakilerin hakkından ve görevlerinden sorumlusunuz"(11)mealindeki hadis-i şerif uyarınca,çocukları dünya ve ahiret hayatına hazırlamak her ana-babanın görevlerindendir.Çocuklar,zamanın icaplarına göre müsbet ilimlerle yetiştirilmeli ve onların kalplerine Allah ve Peygamber sevgisi aşılanmalıdır.
  Karı kocanın da birbirlerine karşı görevleri vardır.Erkek eşini geçindirmeli,ona şefkatli ve anlayışlı davranmalıdır.Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde meâlen:
 "Allah bir kimsenin rızkına bolluk verir de aile fertlerini sıkar,onlara harcamazsa,o kimse bizden değildir"(12)buyurarak,ailesini ihmal edenlere sert ihtarda bulunmuştur.
  Kadının da aile düzenini bozulmasına yol açacak davranışlardan sakınma,kocasının malını,şeref ve namusunu koruma ve ona itaat etme gibi görevleri vardır.
  Karşılıklı sevgi,saygı ve şefkat bağlarıyla birbirine bağlı eşler huzur içinde yaşayacakları gibi,çocuklarını da terbiyeli,bilgili ve vatana,millete faydalı birer fert olarak yetiştirmekte güçlük çekmezler.
 Ne mutlu Rabbine,nefsine,ana-babasına,çoluk çocuğuna,kardeşlerine,akrabalarına,komşularına ve bütün insanlara karşı görevlerini hakkıyla yerine getirerek Allah'ın hoşnutluğuna erenler...

Yollar Tıkanmadan...
____________________________
1-Riyazü's-Salihîn Tercemesi,2/79
2-İhlâs Sûresi;ayet:1-4
3-Zâriyât Sûresi;ayet:56
4-Necm Sûresi;ayet:39
5-Bakara Sûresi;ayet:195
6-İsrâ Sûresi;ayet:23-24
7-Terğib ve't-terhib.3/331
8-Riyazü's-Salihin Tercemesi,1/347
9-Keşfü'l-hafa,1/335
10-Tahrim Sûresi;ayet:6
11-Tecrid-i Sarih Tercemesi,3/40
12-Kenzü'l-İrfan Hadis No:449;Riyazü's-Salihin Tercemesi,1/331