Cevat Sağlam



17.1.11

GIYBET VE İFTİRA

GIYBET VE İFTİRA

  Dinimizin yasakladığı kötü huylardan biri de gıybettir.Gıybet bir kimseyi arkadan çekiştirmek,yermek,duyunca hoşlanmayacağı sözlerle anmaktır.Bir kimsenin dili ile olduğu gibi kaş göz işaretiyle kötülenmesi de gıybet sayılmıştır.
   Gıybet birlik ve beraberliğin,huzur ve şerefin düşmanıdır.Bir yerde ayrılık,küskünlük,kırgınlık ve benzeri huzursuzluklar varsa,genellikle o,gıybet yüzünden çıkmıştır.
  Duyulan bir haberi,aslı olup olmadığı araştırılmadan,"Ateş olmadığı yerde duman tütmez","Yel esmediği yerde çöp sallanmaz"gibi kıyaslamalarla doğruymuş gibi göstermenin mantıkla ilgisi yoktur.Evet doğrudur,ateş olmadığı yerde duman tütmez ve yel esmediği yerde de çöp sallanmaz;ama aslı olmayan dedikodularla nice ailelerin yıkıldığı ve nice namuslu insanların şeref ve haysiyetiyle oynandığı da bir gerçektir.
  Her duyulan sözü,aslı araştırılmadan kabul etmenin doğru olmadığı bir ayet-i celilede şu mealde belirlenmiştir:
  "Ey inananlar!Eğer yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın.Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük ederseniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz."(1)Bir başka ayette de ana hedefi yıkıcılık olan gıybet,tiksindirici bir şekilde şöyle tasvir edilmiştir:
  "Ey iman edenler!Zannın çoğundan kaçının.Çünkü zannın bir kısmı günahtır.Birbirinizin kusurunu araştırmayın.Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin.Biriniz,ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?İşte bundan tiksindiniz.O halde Allah'tan korkun.Şüphesiz Allah,tevbeyi çok kabul edendir.çok esirgeyicidir."(2)
  Dedikoduya alışan kimseler,bir araya geldiklerinde başkalarının ayıplarını ve kötülüklerini sayıp dökerler.Öyle ki,biri aralarından ayrılırsa,hemen onu da çekiştirmeye başlarlar.Arkadaşlarından biri çıkıp da bu yaptıklarının gıybet olduğunu hatırlatırsa,bunlar"Biz gıybet etmiyoruz,onda olanı söylüyoruz"gibi yanlış sözlerle esas gıybetin işlenen kusuru söylemek olduğu gerçeğini saptırarak,Allah'ın hışmına uğratacak bu zararlı tutumlarında ısrar ederler.Oysa Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.),
  "Gıybet,din kardeşini hoşlanmayacağı bir şeyle anmandır.Eğer o şey kendisinde mevcut ise,onu gıybet etmiş olursun,değilse,ona iftira etmiş olursun"(3) buyrarak gıybet ve iftirayı açıklamışlardır.Hadis-i şerifte açıkça bildirildiği gibi gıybette işlenen bir hatadan dolayı suçlama varken,iftirada hata olmadığı halde suçlama durumu vardır.Gıybet etmek Yüce Kitabımız'da ölü kardeşinin etini yemek olarak tasvir edilince,artık iftira etmenin çirkinliğini sanırız ki söylemeye gerek yoktur.Suç işlemedi halde suçlu tanınmaya,haksız yere cezalandırılmaya,yerilmeye ve kınanmaya elbette kimsenin gönlü razı olmaz.
  Dinimizde gıybet etmek kadar gıybet edenlerin arasında kalmakta yasaklanmıştır.Bir hadis-i şerifte mealen:
  "Gıybet eden ve dinleyen günahta ortaktırlar"(4) buyrulmuştur.
  Bir başka hadis-i şerifte de görülen kötülüklere karşı seyirci kalınmayacağı,sükut edilemeyeceği ve elden geldiği kadar bunları önlemeye çalışılması gerektiği şu mealde belirtilmiştir:
 "Sizden bir kimse çirkin bir iş görürse onu eliyle değiştirsin,eğer buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin,buna da gücü yetmezse kalben nefret etsin.Bu üçüncüsü ise imanın en zayıf derecesidir.(5)
  Ancak,başkalarının kusurlarını düzeltmeye kalkışmak pek kolay bir iş değildir.Çünkü herkes hatasını kolay kolay kabul etmez ve tenkide tahammül gösteremez.Gerçek bu olduğuna göre insan,iyi niyetli olsa da karşısındakinden kırıcı sözler işitebilir.İşte bütün bu zorluklara rağmen kendi nefsini koruduğu gibi başkalarının başkalarını da gıybet etmekten korumaya gayret eden kimseleri,Sevgili Peygamberimiz şu mealde müjdelemişlerdir:
 "Bir kimse,kardeşinin ırz ve şerefini gıybet edene karşı müdafa ederse Allah Teâla Kıyamet günü o kimseyi cehennem'den uzaklaştırır."(6)
  Dedikoducu kimseler,başkalarının toplum arasındaki şeref ve güvenini sarstıkları gibi kendi itibar ve itimatlarını da kaybederler.Çünkü herkes,bir kimseyi başkalarının yanında kötüleyen kimsenin,bu kötü huydan vazgeçmedikçe kendilerini de başkalarının yanında çekiştirip,kötüleyeceğini bilir.Ona kimse güvenmez ve inanmaz.
  Yazımızı Sevgili Peygamberimizin konuyla ilgili hadisinin mealleriyle noktalayalım:
  "Müslüman o kişidir ki müslüman kardeşleri onun dilinden ve elinden selâmette olur."(7),"Allah Teâla'ya ve Ahiret gününe iman eden kimse ya hayır söylesin ve yahut sussun."(8)
                     
             ________________________________
1-Hucurât Sûresi;ayet:6
2-Hucurât Sûresi;ayet:12
3-Rizayü's-Salihîn Tercemesi,3/110
4-İhya-ı Ulumu'd-din,3/325;Keşfu'l-Hafa 2.had.no:2323
5-Rizayü's-Salihîn Tercemesi,1/228
6-Rizayü's-Salihîn Tercemesi,3/113
7-Tecrid-i Sarih terc.1/29
8-Rizayü's-Salihîn Tercemesi,3/103