Cevat Sağlam



17.1.11

İSLÂMDA KARDEŞLİK VE BERABERLİK



                     İSLÂMDA KARDEŞLİK VE BERABERLİK
  Bir toplumun düzen ve ahengi,o toplumu oluşturan bireyler arasındaki kardeşlik duygularının gelişmesine,karşılıklı samimiyete,hoşgörüye,yardımlaşmaya,sevgi ve saygıya bağlıdır.Ülkenin kalkınmasına ve milletin birlik ve beraberliğine çalışmak,her türlü yıkıcı,bölücü davranışlardan sakınmak,kanun ve nizamlara saygılı olmak,işe ve vazifeye hile karıştırmamak önde gelen görevlerimizdendir.
  Sevgili Peygamberimiz,birlik ve beraberliğin kaynaklandığı islâm kardeşliğinin temelini hicretin daha ilk günlerinde Mekke'den hicret eden müslümanlarla Medineli müslümanları birbirleriyle kardeş ilân etmek suretiyle atmışlardı.Müslümanlar,bu kardeşliğin meydana getirdiği güç sayesinde büyük başarılar elde etmişlerdir.İslâm kardeşliğini konu alan bir ayet-i celilede meal olarak:
  ''Müminler ancak kardeştirler.Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz''(1)buyurmuştur.Bir hadis-i şerifte mealen:
  ''Bir mümin diğer mümin kardeşi için,bir kısmı diğerlerine kenetlenen bir binanın taşları gibidir''(2)buyrarak,müslümanların bir binanın tuğlaları kadar birbirleri için lüzumlu  ve birbirlerinin tamamlayıcısı olduğuna dikkat çekilmiştir.Öyleyse, milletçe huzur ve güvenliğimiz için kin,nefret,kırgınlık ve dargınlık gibi kötü alışkanlıklardan sakınarak,birlik ve beraberliğimizi korumaya ve küs olan kardeşlerimizi barıştırmaya gayret etmeliyiz.kardeşlik.sözler,facebook lafları,nickler
  ''Bir kişinin din kardeşini üç günden fazla küs bırakması helâl değildir''(3)buyuran Sevgili Peygamberimiz,küsleri barıştırmaya büyük önem verirlerdi.Bir gün bazı müslümanların arasında geçimsizlik çıktığını haber alınca,olay yerine giderek,onların arasını bulmaya o kadar çalışmıştı ki ikindi vakti geldiği halde mescide dönememişti.
  Yeri gelmişken,ecdadımızın kardeşlik sevgisini,hak ve hukuk anlayışını gösteren bir iki örnek sunmak isterim:
  Yermük muharebesinde  şehidler arasında son nefesine gelmiş yaralarının,kendisine verilen suyun,yanında inleyen arkadaşına,o bir arkadaşına,o da bir diğerine verilmesini tercih edip,dolaştırılırken hepsinin suyu içmeden şehid olduklarını İslâm tarihi kaydeder.
  Sultan II.Mehmet Han, İstanbulu fethe hazırlanırken önce halkın birbirlerine karşı bağlılığını,sevgi ve kardeşlik duygusunu,hak ve hukuk anlayışını öğrenmek için bir araştırma yapar.Halkın bir kesimi olan esnafın,ikinci müşterisini,siftah edemeyen komşusuna, o da siftah etsin diye,gönderecek kadar bağlı olduğunu görünce,artık fethin zamanı geldiğine karar verir.Allah'ın izniyle yeni bir çağ açan fethi başararak,Hz.Peygamberin:
  ''İstanbul elbet fetholunacaktır.Onu fetheten emir ne iyi hükümdardır,onun ordusuna ne mutlu.''(4)övgüsüne mazhar olur.
  Bugün bir çoğumuz ecdadımızın bu örnek karakteriyle övünür,bu güzel hasletleri ve davranışları çocuklarımızda göremediğimizden yakınırız.Ancak, o güzel hasletleri çocuklarımıza kazandırma yolunda kendimize düşen görevi yapıp yapmadığımızı pek hesaba katmayız.Dün ecdadımız böyle iken,
''Sizden bir kimse çirkin bir iş görürse onu eliyle değiştirsin;eğer buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin,buna da gücü yetmezse kalben nefret etsin.Bu üçüncüsü ise imanın en zayıf derecesidir.''(5)
  Ancak başkalarının kusurlarını düzeltmeye kalkışmak pek kolay bir iş değildir.Çünkü herkes hatasını kolay kolay kabul etmez ve tenkide tahammül gösteremez.Gerçek bu olduğuna göre insan,iyi niyetli olsa da karşısındakinden kırıcı sözler işitebilir.İşte bütün bu zorluklara rağmen kendi nefsini koruduğu gibi başkalarını da gıybet etmekten korumaya gayret eden kimseleri,Sevgili Peygamberimiz şu mealde müjdelemişlerdir:
  ''Bir kimse,kardeşinin ırz ve şerefini gıybet edene karşı müdafa ederse Allah Tealâ Kıyamet günü o kimseyi Cehennem'den uzaklaştırır.''(6)
  Dedikoducu kimseler,başkalarının toplum arasındaki şeref ve güvenini sarstıkları gibi kendi itibar ve itimatlarını da kaybederler.Çünkü herkes,bir kimseyi başkalarının yanında kötüleyen kimsenin,bu kötü huydan vazgeçmedilçe kendilerini de başkalarının yanında çekiştirip,kötüleyeceğini bilir.Ona kimse güvenmez ve inanmaz.
  Yazımızı sevgili Peygamberimizin konuyla ilgili iki hadisinin mealleriyle noktalayalım:
  ''Müslüman o kişidir ki müslüman kardeşleri onun dilinden ve elinden selâmette olur.(7),''Allah Tealâ'ya ve Ahiret gününe iman eden kimse ya hayır söylesin veyahut sussun.''(8)
__________________________________
1-Hucurat Sûresi;ayet 10
2-Tecrid-i Sarih terc.12/134;Riyazü's-salihin Tercemesi,1/270
3-Tecrid-i Sarih terc. sf:12/142
4-Feyzu'l-kadir,5/262
5-Rizayü's-salihîn Tercemesi,1/228
6-Rizayü's-salihîn Tercemesi,3/113
7-Tercid-i Sarih terc.1/29
8-Rizayü's-Salihîn Tercemesi,3/103