Cevat Sağlam



17.1.11

DÜNYA VE AHİRETTE DENGELİ ÇALIŞMAK

DÜNYA VE AHİRETTE DENGELİ ÇALIŞMAK
  İslâmiyet dünya ve ahiret işlerini beraber yürütmeyi,biri için diğerini aksatmayı ve dünya hayatı için çalışıp çabalarken sırası gelince de ibâdet etmeyi emreder.Bir ayet-i Celilede:''İnsan kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanıyor''(1)buyrularak her türlü meziyet ve nimetlerle donatılmış olan insanoğlunun,bu nimetler yanında sorumluluklarla da yükümlü bulunduğu bildirilmiş;''Cinni ve insi ancak bana ibadet etsinler diye yarattım''(2)mealindeki ayet-i kerime ile de yaratılışındaki sebep ve hikmetin ancak Yüce Rabbine ibâdet olduğuna dikkat çekilmiştir.
  Dinimizde ibâdetin mâna ve muhtevası çok geniştir.Namaz,oruç ve zekât gibi dînî vecibelerin yerine getirilmesi kadar,bunları ifa ederek meşru yollarda dünya hayatımız için çalışıp kendimize,ailemize,milletimize ve ülkemize yararlı olmak da sevap ve dinimizin emridir.Nİtekim:
  ''Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak)ahiret yurdunu iste;ama dünyadan da nasibini unutma...''(3)mealindeki ayet-i kerime,dünya ve ahirete dengeli çalışılması gerektiğini açık ve kesin olarak belirler.Yine Kur'an-i Kerim'de vakti gelince Cuma namazına gidilmesi ve namazdan sonra hemen iş yerine dönülmesi emredilmektedir ki,bu da dinimizin,ibâdet ve iş hayatının aksatılmadan yürütülmesine  verdiği önemin bir başka örneğidir.Bu konuda Resûl-i Ekrem(S.A.V.)de:
  "Sizin hayırlınız dünyası için dinini,dini için dünyasını terkeden değildir.Bilakis sizin hayırlınız ondan da bundan da nasibini alandır"(4),"Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya,yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışın"(5)buyurmuşlardır.
  İnsan sadece maddeden ibâret bir varlık değildir.Bunun yanısıra,"Ruh"denilen bir manevî cepheye sahiptir ki,ancak bu sahada kaydettiği yükselmeler,Allah katında ve toplum arasında ona değer kazandırır.Maddî kazanç,çalışmaya bağlı olduğu gibi,manevî huzur da Allah'ı anmak ve O'na kulluk etmekle gerçekleşebilir.
  O halde,dünya mutluluğu için çalışmalar yapar,geleceğe yönelik plân ve proğramlar hazırlarken,hiç beklemedik bir anda bu hayatın sona erebileceğini göz ardı etmeyerek,ahirete de hazırlanmamız gerekir.Dünya hayatı için çalışıp ahiret işini"Mevlâ Kerimdir"diyerek ibâdet etmeden Allah'a havale etmek ne kadar yanlış ise,yalnız ibâdetle yetinip "Allah rızkımı verir"diyerek dünya hayatı için çalışmamak da o derece doğru değildir.Zira,Yüce Rabbimiz insana hür irade vermiş,ona yapması ve sakınması gereken hususlarıda bildirmiştir ki,kişinin her iki dünyası için kazancı,bu emir ve yasaklara uymasına bağlıdır.Bu noktaya işaret eden ayet-i kerimelerden bazıları meal olarak şöyledir:
  "Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür."(6),"Her kim,dünya nimetini isterse,kendisine ondan veririz;kim de ahiret sevabını isterse,ona bundan veririz..."(7)
  Dînî emir ve yasakların tutulması anlamına gelen ibâdet,insanı ruhen yükseltir,yardımlaşma ve dayanışmayı sağlar,kardeşlik sevgisini,birlik ve beraberliği kuvvetlendirir.İbâdetle insan,nefis muhasebesine alışır,haramdan sakınır ve sevap işlere koşar.Ayrıca dünya nimetlerini meşru yollardan kazanmanın ibâdet sayılması da,insanı daha çok çalışmaya ve kazanmaya yönelterek,ferdin ve toplumun yükselip,güçlenmesine vesile olur.
  İbâdet yalnız Allah'a yapılır,Allah emrettiği için yapılır ve ibâdet,Yüce Mevlâ'mızın bahşettiği akıl,sağlık ve rızık sayısız nimetlere karşılık bir şükran nişanesi olarak yapılır.
  Şüphesiz Cenab-ı Hak'kın bizim ibâdetlerimize ihtiyacı yoktur.Biz yaptığımızı kendimiz için yapıyoruz.Sonra ibâdetlerimizle,Allah'ın bunca lütuf ve bağışlarının karşılanabileceğini kabul etmekte doğru olmaz.Ama buyruklarını tutup,kulluk görevlerimizi yerine getirerek Yüce Mevlâ'dan af ve mağfiret dilemek yaratılışımızın bir gereği değil midir?
  Öyleyse dünya hayatımız için çalışıp çabalarken zamanı gelince namaz,oruç,zakât ve hac gibi dînî vecibelerimizi de yerine getirelim.Unutmayalım ki,maddî kazancımız nasıl çalışmamıza bağlı ise,manevî huzurumuz da,Allah'ı anma ve ibâdet etme yolundaki gayretlerimize bağlıdır.
  Yazıma dünya ve ahiret mutluluğunu birlikte istemeye çok güzel örnek olan bir ayet-i kerimenin mealiyle son veriyorum:
  "Ey Rabbimiz!Bize dünyada da iyilik ver,ahirette de iyilik ver.Bizi Cehennem azabından koru!."(8)
                                     
_______________________________
1-İnsan Sûresi;ayet:36
2-Zâriyât Sûresi;ayet:56
3-Kasas Sûresi;ayet:77
4-Muhtâru'l- Ehadis sf:87,144
5-Muhtâru'l-Ehadis sf:29
6-Zilzâl Sûresi;ayet:7-8
7-Âl-i İmrân Sûresi;ayet:145
8-Bakara Sûresi;ayet:201