Cevat Sağlam



15.4.11

ŞÜPHELİ LOKMADAN SAKINMALIYIZ


ŞÜPHELİ LOKMADAN SAKINMALIYIZ
  İslâmiyet,helâl ve haram sınırlarını belirlemiş,insanı dünya ve ahirette mutlu edecek olanları helâl,mutsuz edecek olanları da haram kılmıştır.Bu sebeple,inanan bir kimse,helâl kazanç sağlama gayreti içinde olmalı,haram kazançtan ve şüpheli lokmadan sakınmalıdır.Haram sınırlarına girmek yasak olduğu gibi,helâl olan şeyleri haram saymak da yasaklanmıştır.Hiçbir delile dayanmadan herhangi bir şeyi haram ya da heâl diyenler,Kur'an-ı Kerim'de meâl olarak şöyle uyarılmaktadır:
   "Söyleyin bana,neye dayanarak Allah'ın size indirdiği rızkın bir kısmını haram,bir kısmını helâl saydınız?De ki;Böyle yapmanız için Allah mı izin verdi,yoksa Allah adına yalan mı uyduruyorsunuz?"(1),"Ey iman edenler!Allah'ın size helâl kıldığı  iyi ve temiz şeyleri(siz kendinize)haram kılmayın ve sınırı aşmayın.Allah sınırı aşanları sevmez.","Allah'ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yeyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah'tan korkun."(2),"Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak"Bu helâldir,şu da haramdır"demeyin,çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz.Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler."(3)
   Dinimizde,yemek,giyinmek,barınmak,başkalarına iyilik etmek,kimseye muhtaç olmamak ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin meşru istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıp helâlinden kazanmak,insana bahşedilen lütuflardandırlar.Bir ayet-i Celile'de meâl olarak şöyle buyrulmuştur:
   "De ki:Allah'ın kulları için yarattığı süsü ve temiz rızıkları kim haram kıldı?De ki:Onlar,dünya hayatında,özellikle Kıyamet gününde Mü'minlerindir.İşte bilen bir topluluk için ayetleri böyle açıklıyoruz."(4)
   Başka bir ayet-i Kerime'de meâlen:
   Yeryüzünde size boyun eğdiren O'dur.Şu halde yerin omuzlarında(üzerinde)dolaşın ve Allah'ın rızkından yeyin.Dönüş ancak O'nadır"(5)buyrularak,ticaret,seyahat ve benzeri sebeplerle yeryüzünün her tarafında dolaşmamız ve Yüce Rabbimiz'in bizim için yarattığı rızıklardan meşru bir surette yararlanmamız bildirilmiş;sonucun Cenab-ı Hakk'a dönüş olduğuna ve sahip olduğumuz bütün nimetlerden hesaba çekileceğimize dikkat çekilmiştir.
   Dinimizde hiçbir yasak yoktur ki,onun yerini tutacak,ondan daha iyi ve yararlı bir başkası helâl kılınmış olmasın.Örneğin:İslâm sarhoş edici içkileri kullanmayı haram;ruh ve beden için faydalı ve lezzetli olan içilecek şeyleri helâl kılmıştır.Zinayı menetmiş,bunun yerine evlilik hayatını helâl saymıştır.Zararlı yiyecekleri yasaklarken,bunların yerine güzel ve faydalı yiyecekleri helâl kabul etmiştir.Cenab-ı Hak,kullarına hiçbir zaman zorluğu istemez.Aksine kolaylığı ve hayrı diler.
   Helâl olduğuna dair kesin delil bulunan bir şeyi yapmakta dinî bir sakınca olmadığı gibi,büyük zaruretler dışında,haram olduğu kesin bilinen bir şeyi yapmak için de izin yoktur.Meselâ:Murdar hayvan eti,domuz eti,Allah'tan başkası için kesilen hayvanın eti ve kan dinimizde yasaklanmıştır.Fakat açlık sebebiyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya gelen bir kimsenin,başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere bunları yemesinde sakınca yoktur.(6)
   Helâl ve haramlar genellikle bilinmektedir.Ancak bunların arasında haram ve ya helâl olduğu kesin olarak bilinmeyen şüpheliler de vardır ki,böyleleri ile karşılaşıldığında Resul-i Ekrem'in şu hadisleri doğrultusunda hareket edilmelidir:
   "Helâl açıktır,haram da açıktır.Bunların arasında şüpheli olanlarda vardır ki,insanların birçoğu bunların helâl veya haram olduğunu bilmezler.Dinini ve ırzını korumak niyetiyle bunları kim terk ederse,selamete ermiş olur.Herhangi bir kısmını yapan da,harama girme tehlikesiyle karşı karşıya kalır.Bu tıpkı yasak bölge kenarında sürüsünü otlatan insanın,her an yasak bölgeye girme tehlikesiyle karşı karşıya oluşu gibidir.Her hükümdarın bir yasak bölgesi vardır.Allah'ın da yasak bölgesi haramlarıdır."(7)
   İyi niyetle işlenen bir mübah,insanı Allah'ın hoşnutluğunu kazanma şerefine erdirebilir.Şöyle ki:Vücudunu koruyup Rabbine ve vatanına karşı görevlerini hakkıyla yerine getirebilmek niyetiyle helâlinden yeyip içmek,dinimizde makbul sayılmıştır.Ancak haram böyle değildir.İslâm,herhangi bir yüce gayeye ulaşmak için haramı vesîle kılmayı red eder.Örneğin:Kumar ve hırsızlık gibi gayrı meşru yollardan sağlanan haram bir malı,cami,okul,çeşme inşası gibi hayırlı bir işte kullanmak,o malın günahını kaldırmaz.Zira dinimiz,gaye kadar onu gerçekleştirmek için kullanılan vasıtanın da güzel,temiz ve şerefli olmasını ister.Bu konudaki bazı hadis-i Şerifler meâl olarak şöyledir:
   "Allah güzeldir,güzelden başkasını kabul etmez"(8),"Haramdan mal toplayıp onu sadaka olarak dağıtan insan,bu sadakadan hiçbir sevap kazanmaz.Üstelik günahı da üzerinde kalır."(9)
   Helâl haram demeden her eline geçirdiğini yeyip,"Ne yapayım rızkım buymuş"diyerek kabahati üzerinden atmaya çalışmak ve günah işlemeye devam etmek,İslâm inancına ters düşen bir davranıştır.Evet,helâl,rızık olduğu gibi haram da rızıktır,fakat Cenab-ı Hakk'ın harama rızası yoktur ve O,
   "Ey iman edenler!Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin...(10) yüce emrine karşı gelerek helâlinden kazanmaya çab harcamayıp,haram lokma peşinde koşanları bu davranışlarından sorumlu tutacaktır.Cenab-ı Hak,bize rızkın helâlini de haramını da kendi gayretlerimiz doğrultusunda vermektedir.Eğer Allahu Teâlâ,helâl rızık isteyene verdiği gibi,haram rızık isteyene de vermemiş olsaydı,ömürleri boyunca haramla beslenmiş kimselerin Allah tarafından rızıklandırılmamış olmaları gerekirdi ki,bu da O'nun:
   "Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı,yalnızca Allah'ın üzerinedir..."(11)yüce buyruğuna ters düşerdi.
   Sözün özü:iyilik,hoşgörü,yumuşaklık ve yardım severlik helâl lokmanın                                                      
ürünü;gaddarlık,çekememezlik,sertlik,gurur,kibir,riya ,hased,hile ve hurda haram lokmanın mahsulüdür.Helâl lokma huzurun,güvenin,bereketin,takvanın,sevginin,dostluğun,birlik ve beraberliğin kaynağıdır.Haram lokma emeğin,alın terinin,mülkiyetin,adaletin ve saâdetin baş düşmanıdır.
   İmanın kemâle ulaşmasında,ibâdetlerin kabûlünde,itaatkâr ve seciyeli bir neslin yetişmesinde helâl lokmanın büyük etkisi vardır.Helâl lokma yiyen insan,doyumlu,şükürlü,cömert ve kanaatkâr olur.Haram lokma kalbi karartarak insanı nankör,cimri,hak ve gerçeklere gözü ve kulağı kapalı duruma getirir.Helâl lokma insanı dünyada da ahirette de mutluluğa eriştirir.Helâl lokma ise insanı her cihanda da felâkete sürükler.
   Öyleyse haram kazançtan sakınalım.Helâlinden kazanmaya gayret edelim ki,hem dünyamız,hem de ahiretimiz huzurlu olsun!



__________________________________
1-Yunus Sûresi;ayet:59
2-Maide Sûresi;ayet:87-88
3-Nahl Sûresi;ayet:116
4-A'raf Sûresi;ayet:32
5-Mülk Sûresi;ayet:15
6-Bakara Sûresi;ayet:173
7-Tecrid-i Sarih Tercemesi,6/345,Tac Tercemesi,2/352
8-İslâm'da Helâl ve Haram,sf:39
9-Aynı eser,sf:39(İbn-i Hazime,İbn-i Hıbban ve Hâkim)
10-Bakara Sûresi;ayet:172
11-Hüd Sûresi;ayet:6